3 Ocak 2012 Salı

Danimarka ve İlk İzlenimler -2-

Dışarıda otururken “baby baby it’s cold outside!” diye mesaj atan bir host baba ?! ya sahibim. Ve 54 yaşında olmasına rağmen 6 kilometre uzaktaki işine yağmur çamur demeden bisikletle gidip gelen bir host anne ?! ye. Kendimi yaşlı hissediyorum bu insanların yanında.
Adamlar tişörtle dolaşıyor ben en kalın polarımı giyip şapkamı da burnuma kadar kapatıyorum. ÜŞÜYORUM ULAN.
İlk gece yüzüme tokat gibi çarpan sessizlik artık o kadar rahatsız etmiyor. (Sessizliğin rahatsız etmesi durumsalı) 
Yine de o ölüm sessizliği biraz korkutucu. Trafik yok, insan yok, mağazalar 6’da kapanıyor, bu ne biçim iş arkadaşım?
Hayatımda ilk kez okul başlayacak diye seviniyorum. Biraz insan yüzü göreyim yahu. 
Ben İstanbul’dan başka bir yerde yaşayamayacağımı düşünürdüm -Türkiye içinde-
Ama burası da Türkiye’nin Ankara’sı sayılabilir. Ankara yani. Oturup insanlar Ankara’da nasıl yaşayabiliyor ki diye kafa yormuşluğum onlara üzülmüşlüğüm bile vardır. 
Bir yandan da kuş gibi hafif hissediyorum.
Hayat bazen oldukça garip.
Aslında her şey güzel, çok daha güzel de olacak biliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder